“Ekonomik Gerçeklik Sahada Yaşanır, Tablolarda Değil”

Sebahattin Uzun, resmi enflasyon verileri ile halkın yaşadığı ekonomik zorluklar arasındaki makasın giderek açıldığını belirterek şunları söyledi:
“TÜİK her ay iyimser tablolar sunuyor ancak sokaktaki vatandaşın yaşadığı kriz derinleşiyor. Gıda, kira ve temel ihtiyaç kalemlerindeki artışlar, dar ve orta gelirli tüm kesimleri etkiliyor. Bu tabloda hâlâ başarı hikâyesi yazmaya çalışan bir anlayış, ne yazık ki inandırıcılığını yitirmiştir.”

“Kişiler Değil, Kurumlar ve Kurallar Değişmelidir”

Uzun, ekonomi yönetimindeki isim değişikliklerinin sorunu çözmeye yetmediğini, esasen sistemin değişmesi gerektiğini ifade etti:
“Her kriz sonrası bakan değiştirerek umut üretilemez. Çünkü sorun kişilerde değil, karar alma mekanizmalarının kendisindedir. Liyakatten uzak, keyfi ve şeffaf olmayan bir yönetişim anlayışı; yatırımcıyı da, üreticiyi de, tüketiciyi de tedirgin etmektedir. Anahtar Parti, bu kısır döngüyü sona erdirmek için halkın iradesine dayanarak yeni bir yol açmaktadır.”

“Sosyal Devlet Anlayışı, İstatistiklerle Değil Eylemle Varlık Gösterir”

Sebahattin Uzun, toplumun her kesiminde artan geçim sıkıntısının yalnızca ekonomik değil, sosyal bir çöküntüye işaret ettiğini söyledi:
“İşsizlik, borçluluk ve sosyal güvencesizlik milyonlarca yurttaşı çaresizliğe sürüklüyor. Bugün sosyal destekler değil, sosyal adalet eksikliği konuşulmalıdır. Devletin görevi; vatandaşı sadece geçindirmek değil, onurlu bir yaşam sunmaktır.”

Açıklamasının sonunda Türkiye’nin siyasi ve ekonomik anlamda yeni bir yol haritasına ihtiyacı olduğunu vurgulayan Uzun, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Anahtar Parti; şikâyet eden değil, çözüm üreten bir anlayışla halkın karşısındadır. Bizler şeffaf, liyakatli, katılımcı ve üretim odaklı bir devlet yönetimi inşa etmek için buradayız. Krizlere karşı susan değil, çözüm için cesur olan bir kadroyla Türkiye’nin geleceğini kuracağız. Halkın elindeki anahtar, sadece bir simge değil; bu değişimin gerçek gücüdür.”