![]() |
Tweet |
“Bu Engelleme, Vicdanları Zedeleyen Bir Adımdır”
Mutlutürk, Türk milletvekilleri ve sivil toplum kuruluşlarının akreditasyonlarının iptal edilmesini değerlendirerek, “Gazze’ye insani yardım için yola çıkan temsilcilerimizin önü, anlamsız gerekçelerle kesildi. Bu durum, yalnızca Türkiye’ye karşı bir tutum değil, aynı zamanda insanlık değerlerine karşı yapılmış bir haksızlıktır. Mazlumların yardımına koşanların engellenmesi, vicdanları zedeleyen bir adımdır.” ifadelerini kullandı.
“İslam Dünyasının Sessizliği Derin Bir Yaradır”
Mutlutürk, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi’nin Doha’daki toplantısından somut kararların çıkmamasını sert sözlerle eleştirerek, “Gazze’de yaşanan katliam karşısında sadece kınamayla yetinmek, zalimin elini güçlendirmektir. İslam dünyasının sessizliği, ümmetin geleceği açısından derin bir yaradır. Bugün Gazze için ses çıkarmayanlar, yarın Kudüs ve Mescid-i Aksa için de aynı acziyeti göstereceklerdir.” dedi.
“Türkiye Daha Kararlı Olmalıdır”
Türkiye’nin sürece yalnızca diplomatik açıklamalarla değil, fiili adımlarla da müdahil olması gerektiğini söyleyen Mutlutürk, “Devletimiz, uluslararası kuruluşlarla birlikte gözlem mekanizmaları kurarak, insani yardım gemilerini güvence altına almalıdır. Kızılay’ın öncülüğünde atılacak yeni adımlar, sadece Gazze için değil, tüm insanlık için bir umut olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
“Gazze İsmini Yaşatmak Görevimizdir”
Recep Mutlutürk, TBMM’de Gazze Dostluk Grubu kurulması yönündeki çağrıyı desteklediğini vurgulayarak, “Her şehirde Gazze isminin yaşatılması, milletimizin bu davayı unutmadığının bir göstergesi olacaktır. Parklara, caddelere, meydanlara Gazze adı verilerek bu zulme karşı toplumsal hafıza diri tutulmalıdır.” dedi.
Açıklamasını güçlü bir çağrıyla sonlandıran Mutlutürk şunları kaydetti:
“Gazze için, Kudüs için, Mescid-i Aksa için sessiz kalamayız. Bu mesele yalnızca bir coğrafyanın değil, insanlığın ortak vicdan sınavıdır. Erzincan’dan tüm Türkiye’ye sesleniyorum: Mazlumların yanında olmak, zalimlere karşı durmak boynumuzun borcudur.”