![]() |
Tweet |
Öksüz, ülke yönetiminde şeffaflık ve adaletin zayıfladığını, toplumun güven duygusunun ciddi biçimde sarsıldığını ifade ederek,
“Adaletin geciktiği yerde umut da gecikir. Halk, artık vaat değil, vicdan görmek istiyor. Biz, siyaseti çıkar değil, sorumluluk zemini olarak görüyoruz. Çünkü siyaset, millete hizmet etmenin değil, hakkı savunmanın yoludur.” ifadelerini kullandı.
Ekonomik Düzen, Adaletin Üzerine Kurulmadıkça Çözüm Üretemez
Ramazan Öksüz, yaşanan ekonomik sıkıntılara da değinerek, sorunun yalnızca mali değil, adalet eksenli bir problem olduğuna dikkat çekti:
“Bugün milyonlar alın teriyle çalışıyor ama emeğinin karşılığını alamıyor. Refahın tabana yayılmadığı, üretimin teşvik edilmediği bir ekonominin ayakta kalması mümkün değildir. Biz, Saadet Partisi olarak emeğe dayalı, ahlaklı bir ekonomi modelinin gerekliliğini savunuyoruz.”
Öksüz, israf ve savurganlık kültürünün toplumsal refahı yok ettiğini belirterek, “Bir ülke, kaynaklarını adil dağıtamıyorsa, büyümesi de sürdürülebilir değildir. İsraf, yoksulluğun sessiz ortağıdır. Biz, adaletin ekonomiyle buluştuğu bir düzen istiyoruz.” dedi.
Siyasetin Vicdanı Yeniden İnşa Edilmeli
Tartışmaların ve kutuplaşmanın siyasetin asli görevini gölgelediğini ifade eden Ramazan Öksüz, siyasetin yeniden toplumsal vicdanla buluşması gerektiğini vurguladı:
“Siyaset, halkın vicdanını temsil etmelidir. Ancak bugün siyaset, ne yazık ki kişisel hesapların alanına dönüşmüştür. Biz, milletin sesine kulak veren, hakkı merkeze alan bir anlayışla bu gidişi değiştirmek istiyoruz.”