![]() |
Tweet |
Köse, zeytinliğin yalnızca tarımsal bir alan değil, bir halkın belleği, bir coğrafyanın dili olduğunu belirterek, yasa teklifindeki “taşınabilirlik” vurgusunu sert sözlerle eleştirdi:
“Zeytin ağacı taşınmaz. Onun kökü yalnızca toprağa değil, geçmişe, emeğe ve sabra bağlıdır. Yerinden edilen her ağaçla birlikte bir yaşam tarzı da sökülüp atılır. Yeni dikilecek fidanlarla bu bağ telafi edilemez; çünkü zeytin zamanla yoğrulur.”
“Ekonomik Hesaplarla Doğanın Dengesi Bozulamaz”
Yasanın kamu yararı adı altında dayandırıldığı enerji politikalarının, tarımı ve doğayı yok sayarak kurgulanamayacağını vurgulayan Köse, şöyle konuştu:
“Bu ülkede ne zaman kamu yararı dense, birilerinin çıkarı halkın geleceğine tercih ediliyor. Oysa gerçek kamu yararı; doğayı korumak, üreticiyi desteklemek ve gelecek kuşaklara yaşanabilir bir ülke bırakmaktır. Zeytinliklerin maden ruhsatıyla ölçülmesi, bu anlayışa tamamen terstir.”
Anahtar Parti’nin doğayla çatışan değil, doğayla barışan bir kalkınma anlayışına sahip olduğunu vurgulayan Hüseyin Cahit Köse, açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:
“Bu toprakların bereketi betonla değil, ağaçla büyür. Zeytinlikleri yok sayan hiçbir kalkınma modeli meşru değildir. Anahtar Parti olarak biz, sadece itiraz eden değil, çözüm üreten bir siyasi iradeyle bu yasanın karşısındayız. Zeytine uzanan eli geri çektirmek, topluma olan borcumuzdur.”