“Başbağlar’da Yitirilen Canların Hesabı Hâlâ Sorulmamıştır”

Başkan İlhan, otuz iki yıl önce işlenen bu menfur saldırının, yalnızca insanlara değil; aynı zamanda devletin adalet sistemine ve toplumsal güvene yöneldiğini belirtti.
“5 Temmuz gecesi vahşice katledilen 33 masum insanımızın ardından yürütülen adli süreçlerin yetersizliği ve derin karanlıkların açıklığa kavuşturulamamış olması, milletimizin adalet arayışını güçsüz bırakmaktadır. Adaletin gecikmesi, adaletsizliği doğurur.”
“Bu Saldırı, Kardeşliğimize ve Birlik Hukukumuza Yönelikti”

Hacı İlhan, Başbağlar Katliamı’nın salt bir terör eylemi olarak değil, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünü hedef alan kirli bir senaryonun parçası olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı:
“Başbağlar’da ateşe verilen sadece evler değil, birlikte yaşama iradesiydi. Bu tür saldırılar, kardeşliğimizi yıkmayı, toplumu kutuplaştırmayı ve halkın devlete olan güvenini sarsmayı amaçlar. Bu planların karşısında, hakikatin yanında durmak her vatanseverin görevidir.”

Saadet Partisi’nin adalet, merhamet ve insan haklarına dayalı siyaset anlayışıyla her türlü terör eylemini ve sivil katliamı kesin bir dille reddettiğini belirten İlhan, şöyle devam etti:
“Kimliği, inancı ya da kökeni ne olursa olsun, masum insanların canına kasteden hiçbir yapı mazur görülemez. Saadet Partisi olarak, Başbağlar’da yaşananları unutmadık, unutturmayacağız. Devletin tüm kurumlarını, bu vahşetin tam anlamıyla aydınlatılması için sorumluluk almaya çağırıyoruz.”
“Başbağlar Şehitlerini Rahmetle Anıyoruz”

Açıklamasının sonunda Hacı İlhan, katliamda hayatını kaybeden vatandaşları rahmetle anarak sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“5 Temmuz 1993 gecesi şehit edilen 33 sivil vatandaşımızı rahmetle yâd ediyor, ailelerine sabır diliyoruz. Başbağlar’da işlenen bu insanlık suçunun üzeri örtülmeden, milletimizin adalet duygusu tam anlamıyla huzur bulamayacaktır. Saadet Partisi olarak bu davanın takipçisi olmaya devam edeceğiz.”