“DEPREM SONRASI İLK REFLEKS: ULAŞAMAMAK”

Biçer, afet anlarında en önemli ihtiyaçlardan birinin iletişim olduğunu, ancak bu ihtiyacın bir kez daha karşılanamadığını söyledi:
“Vatandaş depremi hissettiğinde ilk yaptığı şey, yakınlarına ulaşmak oluyor. Fakat ne yazık ki her afette olduğu gibi bu kez de milyonlarca kişi hatlara erişemedi. Bu durum, yalnızca bireysel bir sorun değil, aynı zamanda kamu yönetimi açısından bir kırılmadır.”

“İLETİŞİM ŞEBEKESİ, HAYATİ BİR KAMU GÜVENCESİ OLARAK ELE ALINMALI”

Fetih Ahmet Biçer, özel iletişim şirketlerinin olağanüstü durumlara hazırlık kapasitesinin yetersiz kaldığını belirterek, bu hizmetlerin denetlenmesi ve güçlendirilmesi çağrısında bulundu:
“GSM altyapısı bir hizmet değil, kriz zamanlarında kamu güvenliğini sağlayan bir omurgadır. Şirketlerin olağan koşullarda çalışması yeterli sayılmaz. Afet anlarında da sürdürülebilirlik şarttır. Devletin bu konuda aktif denetleyici ve düzenleyici rol oynaması artık zorunludur.”

“BUGÜN 23 NİSAN’DI, ANCAK HALKIN SESİ DUYULMADI”

Aynı gün kutlanan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'na da değinen Biçer, halkın sesinin kesildiği bir günde egemenlikten söz etmenin yalnızca törensel bir temsil anlamına geleceğini ifade etti:
“Bayramlar milletin ruhunu, çocukların umudunu yüceltmek içindir. Ancak aynı gün, milyonlarca insanın sesi duyulmadı. Egemenlik, halkın zor anlarda da devlete ulaşabildiği bir sistemle anlam kazanır.”

“DEVA PARTİSİ, KRİZ ANLARINDA İŞLEYEN BİR DEVLET MODELİNE İNANIYOR”

Açıklamasının sonunda DEVA Partisi’nin afet ve kriz yönetimine dair temel ilkesini hatırlatan Başkan Biçer, şu ifadelere yer verdi:
“Kriz yönetimi yalnızca olay anında müdahale ile sınırlanamaz. Asıl olan, vatandaşın devlete her an ulaşabildiği sürdürülebilir bir kamu sisteminin inşasıdır. DEVA Partisi olarak biz, sadece sözde değil, yapısal hazırlıklarla örülü bir afet yönetim modeli savunuyoruz. Bugünkü depremde yaşananlar, sistemin yeniden ele alınması gerektiğini açıkça ortaya koymuştur.”