Oğuz, yaptığı açıklamada mevcut ekonomik tablonun çalışan kesimi her geçen gün daha fazla ezdiğini belirterek şunları söyledi:
“Bugün milyonlarca insanın maaşı, daha cüzdanına girmeden eriyor. Mutfakta yangın var; ama bu yangını görmezden gelen bir yönetim anlayışı hâkim. Enflasyon rakamlarıyla değil, halkın sofrasındaki ekmekle ölçülen bir ekonomi politikası şarttır.”

“Asgari Ücret Bir Lütuf Değil, Hakkın Teslimidir”

Bilal Oğuz, asgari ücret tartışmalarının halkın onuruyla ilgili bir meseleye dönüştüğünü vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Asgari ücret, devletin bahşettiği bir nimet değil; emekçinin hakkıdır. Bu hakkın belirlenmesinde iktidar partisi değil, milletin geçim gerçekleri esas alınmalıdır. Çünkü asgari ücret, yalnızca bir rakam değil, hayatın ta kendisidir.”
Oğuz, Saadet Partisi olarak en düşük ücretin insanca yaşam standardını sağlayacak şekilde belirlenmesi gerektiğini ifade ederek, “Ücret artışı enflasyonun gerisinde kalmamalı; asgari ücret, yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır.” dedi.

“33 Bin Lira Seviyesi, Ekonomik Zorunluluk Hâline Gelmiştir”

Oğuz, ekonomik koşulların geldiği noktanın artık mevcut ücretlerle sürdürülemez olduğunu belirtti:
“Bugün 33 bin liralık bir asgari ücret, bir tercihten öte zorunluluktur. Çünkü çalışan kesimin dayanacak gücü kalmamıştır. Hükûmet, rakamların arkasına saklanmayı bırakmalı; milletin sofrasına bakmalıdır. Asgari ücret, istatistiklerle değil, insan onuruyla ölçülmelidir.”

“Saadet Partisi, Emeğin Hakkı İçin Mücadeleyi Sürdürecek”

Bilal Oğuz, açıklamasının sonunda partisinin ekonomik vizyonuna da değinerek şunları kaydetti:
“Saadet Partisi olarak biz, adil paylaşımın ve hakkaniyetli gelir dağılımının savunucusuyuz. Üretim olmadan refah, adalet olmadan kalkınma olmaz. Türkiye ancak emeğe değer veren, alın terine saygı duyan bir anlayışla ayağa kalkabilir. Biz bu mücadelenin sonuna kadar takipçisi olacağız.”