Altun, İsrail’in saldırılarının ardından ABD’den gelen destek açıklamalarının bölgede tarihi bir kırılma noktasına işaret ettiğini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
“Eğer bugün İsrail’in yaptığını başka bir ülke yapsaydı, dünya medyası ve Batılı hükümetler bunu açıkça terör eylemi olarak nitelendirirdi. Ancak İsrail, uluslararası hukuku hiçe sayarak sistematik bir şekilde bölgeyi istikrarsızlığa sürüklüyor; Amerika ise bu suça ortak oluyor.”

Türkiye Sadece Kınamakla Yetinmemeli

Başkan Altun, Türkiye'nin bu saldırılara yönelik tepkisinin yalnızca kınama açıklamalarıyla sınırlı kalmaması gerektiğini belirtti. Türkiye'nin uluslararası hukuku ve bölge barışını koruma sorumluluğu bulunduğunu ifade ederek şu somut adımların atılmasını önerdi:

Kürecik Radar Üssü’nün derhal kapatılması,

İncirlik Üssü’nün işlevinin sonlandırılması,

İsrail’e giden petrol ve enerji hatlarının kesilmesi,

Liman ve gümrük noktalarında İsrail’e yönelik ticaretin askıya alınması.
Altun, bu adımların yalnızca bir tepki değil, aynı zamanda Türkiye’nin onurlu bir dış politika anlayışının gereği olduğunu belirtti.

“İslam Dünyası Sessizliğini Bozmalıdır”

Erdal Altun, açıklamasında İslam ülkelerine de çağrıda bulundu. Türkiye’nin, İslam İşbirliği Teşkilatı’nı acilen toplaması gerektiğini belirterek, “Bugün İran hedefte olabilir ama yarın Türkiye, Mısır ya da başka bir ülke bu saldırgan politikanın kurbanı olabilir. Bu sebeple İslam ülkeleri tek ses, tek yürek olmalı; İsrail-Amerika eksenli dayatmalara karşı kararlı bir duruş sergilemelidir” dedi.
Altun, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Bugün sessiz kalanlar, yarının hedefi olacaklardır. Kayseri’den sesleniyorum: İnsanlık vicdanı bu saldırılar karşısında ayaktadır. Biz, Saadet Partisi olarak her zaman adaletin, barışın ve halkların özgürce yaşadığı bir Ortadoğu’nun savunucusu olmaya devam edeceğiz. İran halkının acısını paylaşıyor, Siyonist zulmü bir kez daha en güçlü şekilde lanetliyoruz.”