ADINA BAKMAYIN, BU YASA HALKA DEĞİL SERMAYEYE HİZMET EDİYOR

Ahmet Sevim açıklamasında şu sözlere yer verdi:
“İktidarın propaganda ettiği gibi bu yasa doğayı korumuyor; tersine doğayı kirletme hakkını satın alanlara meşruiyet sağlıyor. Adı iklim ama içeriği tamamen karbon ticareti. İklim krizini çözmek bir yana, kriz üzerinden rant devşirmeye çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız.”

Kanunun fosil yakıtlardan çıkış, kısa vadeli emisyon azaltımı gibi somut hedefler içermediğine dikkat çeken Sevim, “Yasanın içinde doğa yok, çevre yok, halk yok. Karbonu piyasada alıp satma var. ‘Paran varsa kirlet’ mantığı var. Bu vicdansızlık, iklim adaletiyle bağdaşmaz” ifadelerini kullandı.

YEŞİL GÖRÜNÜMLÜ BİR TALAN DÜZENİ KURGULANIYOR

Ahmet Sevim, yasanın iklim krizini fırsata çevirmeye çalışan bazı şirketlere yeni kapılar açtığını vurgulayarak şunları söyledi:
“Düzenleme, çevreye zarar veren büyük şirketleri köşeye sıkıştırmak yerine onlara yeni ticari kanallar yaratıyor. Emisyonu azaltmak yerine, karbon salımını parayla telafi etme hakkı veriyor. Yani kirletmeye devam ama bedeliyle… Peki o bedel nereye gidiyor? Halkın yararına mı harcanacak yoksa yine belirli holdinglerin mi kasasına akacak, belli değil!”

İKLİM ADALETİ YOK, HALKIN SESİ YOK!

Cumhuriyet ve Adalet Partisi lideri, yasanın hazırlanış sürecinde üniversitelerin, çevre örgütlerinin, meslek odalarının ve bilim insanlarının sürece dahil edilmemesini de eleştirdi:
“Bu yasa, halkın değil sermayenin iklim yasasıdır. Danışılmadan, tartışılmadan, adeta tepeden inme şekliyle dayatılmıştır. İl İklim Kurulları deniyor ama karar mekanizmalarında yerel halk nerede? Çiftçi nerede? Gençlik, kadınlar, emekçiler nerede? Yok!”

GERÇEK BİR İKLİM YASASI İÇİN MÜCADELE SÜRECEK

Ahmet Sevim, partisinin Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak olası iptal başvurularını destekleyeceğini belirtti ve şu çağrıyı yaptı:
“Bu yasayı ‘tarihi başarı’ diye pazarlayanlara söylüyoruz: Bu yasa kağıt üstünde kalacak. Biz, gerçek bir iklim yasası için mücadele edeceğiz. İçinde fosil yakıttan çıkış stratejisi olacak, halkın katılımı olacak, doğayı önceleyecek. Türkiye’nin buna ihtiyacı var.”

“YERYÜZÜNE BORCUMUZ VAR”

Açıklamasını güçlü bir mesajla tamamlayan Sevim, “Biz bu dünyaya emanetçiyiz. İklim krizine karşı adil, şeffaf ve toplum yararını gözeten politikalar üretmek, sadece siyasal değil vicdani bir sorumluluktur. Bugünkü iktidar bu sorumluluğun farkında değil. Ama biz farkındayız ve halk için, doğa için bu mücadeleyi büyüteceğiz. Yeryüzüne borcumuz var, torunlarımıza sorumluluğumuz var” dedi.